Emekli Binbaşı Suat Gün: Yunan’ı İsrail lobisi kışkırtıyor

Gün: Küresel güçler, başta İsrail lobisi Yunanistan’ı kullanıyor. Hatta tepe tepe kullanıyor. Geçtiğimiz günlerde bir konuşma yapan Yunanistan Parlamentosunda Milletvekili Kleon Grigoriadis, hükümeti, ülkeyi dev bir ABD üssüne dönüştürmekle suçladı aynen şöyle dedi: “Bizi işe yarar akılsızlar olarak kullanıyorlar”. Basında Türkiye ile savaşın kapıda olduğuna dair bir hava oluşturulduğunu belirten Grigoriadis, “Şu an Türk askerler değil, Amerikalı askerler Girit’te, Dedeağaç’ta, Larisa’da ve siz, SYRIZA’nın eski yoldaşlarının, ABD’ye bıraktığı diğer bölgelerde geziniyorlar. Şunu net söyleyelim: Şu an Yunanistan, devasa bir ABD üssüne dönüştü.”

Fatma Gülşen Koçak’ın Yeni Akit’te yayımlanan röportajı:

Yunanistan ile Türkiye arasında çıkması muhtemel bir savaş dünya basınında ciddi olarak konuşulmaya başladı. Her ne kadar ülkemizde gündem sık sık değişse de Yunanistan’ın gündeminden savaş hiç düşmüyor. Biz de Emekli Binbaşı Stratejist Suat Gün ile muhtemel bir Türk-Yunan savaşının arkasındaki aktörleri, iki ülkeyi savaş konumuna getiren sebepleri ve ortaya çıkabilecek sonuçları konuştuk.


  • Küstah açıklamalarla savaş çığırtkanlığı yapan Yunanistan kime güveniyor? Yoksa Batı, Yunanları Hibrit Savaşın kullanışlı bir aparatı olarak mı görüyor?

Batı deyince, sömürgeci Batı ve onu idare eden küresel sermayeyi elinde tutan Yahudi ittifakını anlamadan mesele anlaşılmaz. Son 3 asırdan beri yetişen Batılı fikir adamları Helen şehir devletlerinde yetişen filozofların kitaplarını okuyarak onların tesiri altında kalmışlardır. Bugünkü Yunanistan, Adalar Denizi ve bizim Ege Bölgemizde %40’a yakın nüfusu Rumlar oluşturuyordu. Rumlar denizcilikle uğraşıyorlardı. Avrupa kentleri ile deniz yolu ile ticaret yapıyorlardı, dolayısıyla Avrupa ile içli dışlı durumdaydılar. Aynı zamanda Rumlar, Avrupa ile bizim irtibatımızı sağlayan tercümanlık görevlerinde de bulunuyorlardı. Batı ile sürekli temas eden Rumlar onların fikir ve telkinlerinin tesiri altında kaldılar, karşılıklı birbirlerini etkilediler. Dolayısıyla Yunanistan’ın bağımsızlığı meselesi İngiliz ve Rus baskısı sebebiyle 1800’lü yılların başlarında gündeme geldi. Zaten 1820’de ortaya çıkan Patras İsyanından sonra bir gece Rumlar kalkıp Müslüman komşularından 10.000 kişiyi öldürünce, Sultan Mahmut döneminde İstanbul’daki Rum Patrik sorumlu tutuldu ve bu işlerde dahli olduğu anlaşılınca idam edildi. 1829 yılında İngiltere, Fransa ve Rusya’nın Yunanlılar lehine müdahale ederek Navarin Deniz Muharebesi’nde Osmanlı Devleti’ni büyük bir yenilgiye uğratmaları sonucu Osmanlı Donanması ortadan kalkıyor, Yunanların bağımsızlığını kazanmalarının yolu açılıyor.

Rusya, İngiltere ve Fransa’nın yardımı ile büyüdüler

Mondros Mütarekesi’nden sonra İtilaf Devletleri Anadolu ve Suriye’yi işgal edince İngilizler bu işgalin kalıcı olmayacağını anlıyorlar, petrol bölgelerini alabilmek için Yunanistan’ı şamar oğlanı olarak kullanıyorlar, 15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıkartıyorlar. Böylece Yunanistan’ın Anadolu’yu terk etmesi karşısında Suriye ve Musul petrol bölgelerine el koyuyorlar. Yunanistan, tarih boyunca Osmanlı ve Türkiye’ye karşı yaptığı hiçbir savaşı kazanamamıştır. Başta Rusya, İngiltere ve Fransa’nın yardımı ile Türkiye’nin aleyhine sürekli büyüyerek topraklarını genişletmiştir. Çeşme Baskını-Navarın Baskını-Sinop Baskını hep Osmanlıya karşı Batılı devletlerin yaptığı saldırılardır.

  • Osmanlı’nın Balkanlarda zayıf düşmesinin sebeplerinden birisi olarak Anadolu’daki nüfusun azlığını gösterebilir miyiz?

Esasen Osmanlı’nın küçük Balkan devletleri karşısında aciz düşmesinin temel sebebi nüfus azlığı sorunudur. Mesela l. Dünya Savaşı sonunda Anadolu’da 10 milyon Türk nüfus varken Yunanistan ve Rumların toplam nüfusu 7 milyondur. Askeri güç, insan sayısı ve teknolojik gücün bir fonksiyonudur. Şu an Yunanistan’ın Türkiye’nin nüfus ve askeri gücü karşısında hiçbir şansı kalmamıştır.

Günümüzde Yunanistan’ı (Küresel sermaye=İsrail lobisi) Batılı devletleri idare eden Siyonist çete kullanmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda İsrail’in Yunanistan ile birlikte Akdeniz’de (kime karşı?) tatbikatlar yaptığını unutamayız. Geleceğin dünyasında Yunanistan, Bulgaristan hatta Sırbistan Türkiye’nin küçük birer eyaleti olmaya aday ülkelerdir. Başka şansları yoktur. Şımarıklık fayda etmeyecektir.

Yunanistan, devasa ABD üssü!

  • Küresel güçlerin Yunanistan’ı kullanmasına karşı çıkan Yunan siyasetçiler var mı?

Küresel güçler, başta İsrail lobisi Yunanistan’ı kullanıyor. Hatta tepe tepe kullanıyor. Geçtiğimiz günlerde bir konuşma yapan Yunanistan Parlamentosunda Milletvekili Kleon Grigoriadis, hükümeti, ülkeyi dev bir ABD üssüne dönüştürmekle suçladı aynen şöyle dedi: “Bizi işe yarar akılsızlar olarak kullanıyorlar”. Basında Türkiye ile savaşın kapıda olduğuna dair bir hava oluşturulduğunu belirten Grigoriadis, “Şu an Türk askerler değil, Amerikalı askerler Girit’te, Dedeağaç’ta, Larisa’da ve siz, SYRIZA’nın eski yoldaşlarının, ABD’ye bıraktığı diğer bölgelerde geziniyorlar. Şunu net söyleyelim: Şu an Yunanistan, devasa bir ABD üssüne dönüştü.”

Grigoriadis, böylesi bir algı oluşturulmasının, Yunanistan’ın ABD üssüne dönüştürülmesinin kabul edilebilir olması için Yunan vatandaşlarının korkutulması amacını taşıdığını belirtti.

  • Türkiye’nin Yunanistan’ın tahrikleri karşısındaki tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yunanistan Türkiye’nin tahammül sınırlarını zorlayarak, adaları silahlandırmayı ve karasularını 12 mile çıkartarak Türkiye’yi Marmara Denizi’ne hapsetmeyi düşünüyor. Böyle olunca bu ihtilaf çözümü mümkün olmayan bir çatışma olarak soğuk savaş biçiminde sürüyor. Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, diyor ki: “Türk argümanları, neo-Osmanlı revizyonizminin tezahürleridir. Kanuni’nin Akdeniz politikasının tamamen geçmiş döneme ait olduğu Türkiye’ye anlatılmalıdır.” Kim anlatacak, neyi anlatacak? Sen yolu kesiyorsun, diyorsun ki buralar benim mülküm geçemezsin, seni Anadolu’ya hapsedeceğim. Bu tavır kabul edilebilir mi? Bu çatışma antagonistik bir çatışmadır. Düşmanca bir bakış açısıdır. Zaten Sn. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu söyledi: Bu durum “adaların statüsünü tartışmaya yol açar”. Sonunda iş oraya doğru gidecektir.

Yunan kuvvetleri 500 bin insanı öldürmüştür

  • Tarihi süreç içerisinde Yunanlılar bölgede ne gibi katliamlar yaptılar, hangi fırsatı kendi yararlarına değerlendirdiler. Şimdi hangi fırsatları değerlendirebilirler?

Yunanistan, Mora, Girit, Teselya, Patras, İzmir’i işgalden sonra Batı Anadolu’da yaptıkları katliamlar. Mora; toplamda 20.000’den fazla Müslüman öldürüldü. Tripoliçe Justin McCarthy ise katliamda ölenlerin sayısının 35.000 olduğunu belirtir. Yunan Komutan Teodor Kolokotronis, katliamdan şu şekilde bahsetti: “Cuma gününden pazara kadar Yunan askerleri kadın, çocuk ve erkekleri katletti. Tripoliçe ve çevresinde toplam 32.000 kişi öldürüldü.”

Yunanistan Muhalefet Partisi Çipras geçtiğimiz günlerde bir konuşma yaparak bu gerçeği açıkladı: Yunanistan’ın çözümün parçası olmak yerine, artık krizin parçası haline geldiğini ifade eden Çipras, “(Yunanistan) Doğu Akdeniz’in zor bir bölgesinde istikrar ve güven merkeziyken, Batı’nın ileri karakolu haline dönüştü. Aslında korunmasız bir karakola, çünkü umarım olmaz ama eğer egemenliğimizi savunmamız gerekirse, kendimizi kandırmayalım, bir başımıza olacağız.” dedi.

Bir zamanlar adanın nüfusunun %25’ini meydana getiren Türkler, sonrasında %6’ya indirilmiş, bugün bu sayı sıfırdır. Bu insanlar nereye gitmiştir? 1919’dan sonra Batı Anadolu ve Trakya’yı işgal eden Yunan kuvvetleri 500.000 insanı öldürmüştür. Batı Anadolu’da taş taş üstünde bırakmamıştır. Çekilirken her tarafı yakıp yıkmıştır.

  • Batının ileri karakolu olan Yunanistan’ın bir devlet ağırlığı var mı?

Batı, Yunanistan’ı, Osmanlıya ve Türklere karşı tampon devlet olarak görmektedir. Türklerin önünü tıkamak için kurulmuş bir sentetik devlettir. Tarih boyunca Anadolu’nun desteği olmadan ayakta kalması mümkün değildir. Kendi kendine yeterli olması bir devlet için bekanın temel şartıdır. Yunanistan’ın böyle bir imkân kabiliyeti yoktur. Eninde sonunda Türkiye’ye muhtaçtır.

Yunanistan Muhalefet Partisi Çipras geçtiğimiz günlerde bir konuşma yaparak bu gerçeği açıkladı: Yunanistan’ın çözümün parçası olmak yerine, artık krizin parçası haline geldiğini ifade eden Çipras, “(Yunanistan) Doğu Akdeniz’in zor bir bölgesinde istikrar ve güven merkeziyken, Batı’nın ileri karakolu haline dönüştü. Aslında korunmasız bir karakola, çünkü umarım olmaz ama eğer egemenliğimizi savunmamız gerekirse, kendimizi kandırmayalım, bir başımıza olacağız.” dedi.

  • Dedeağaç’ta kurulan ABD üssünü nasıl karşılıyorsunuz, kime karşı kurulduğunu tahmin ediyorsunuz bu üssün amacının ne olduğunu nasıl yorumluyorsunuz?

Bu üs; Romanya ve Bulgaristan NATO’ya girdikten sonra ABD için ihtiyaç haline geldi. Balkan devletlerini yakından desteklemek ve kontrol etmek için kuruldu. ABD, Karadeniz’de kıyısı olmayan devletlerin harp gemilerinin 21 günden fazla kalamaması ve bu kuralı Türkiye’nin aksatmadan uygulamasından çok rahatsızlar. Bunu delmenin yollarını arıyor. Çıkarttıkları Ukrayna-Rusya Savaşı’nda da bu kuralı aşamadılar. Dedeağaç’ta kurulan üs elektronik harp yetenekleri ve erkenden uyarı açısından Yunanistan’a fayda sağlayabilir ancak Türk ordusunu durdurma açısından bir yararı olacağı değerlendirilmemelidir.

Muhtemel bir Türk-Yunan Savaşında Yunanistan ağır bir yenilgiye uğrar. Zaten ekonomisi çok kırılgan ve aşırı borçlu bir ülke olan Yunanistan’ın ayakta kalması mümkün olamaz. Böyle bir çatışmadan Yunanistan hiçbir toprak veya ada kaybetmeden çıksa bile borçlarını ödeyemez duruma düşerek iflas eder. ABD’nin Dedeağaç’taki üssünü İsrail’in gelecekteki güvenliği açısından kurduğu iddialarına ne dersiniz?

ABD’nin Yunanistan’da kurduğu üsler Yunan muhalefeti tarafından da ağır şekilde tenkit edilmektedir. ABD bu üsleri esasen, İsrail’in gelecekteki güvenliğini teminat altına almak için kurdu. ABD’yi yöneten Yahudi lobisi ileride gerçekleşebilecek bir Türk-İsrail/Mısır-İsrail/İran-İsrail çatışmasında destek ve ikmal üssü olarak değerlendirebilir. Yunanistan’ın ABD’nin hegomanyasına girmesi ve Amerikan politikalarının bir aracı haline getirilmesi Yunanistan’da da eleştirilmektedir. Bu bakış açısı Çipras tarafından da hoş karşılanmamıştır, Yunanistan’ın ABD’nin kontrolüne girmesi tenkit edilmiştir.

Türk-Yunan Savaşında Yunanistan iflas eder

  • Muhtemel bir Yunanistan-Türkiye çatışmasının sonucu ne olur?

Muhtemel bir Türk-Yunan Savaşında Yunanistan ağır bir yenilgiye uğrar. Karasularını 12 mile çıkartacağım derken, Anadolu’nun kıyısındaki bütün adaları asli sahibine iade eder. Kıbrıs’ta Rum yönetimi son bulur. Batı Trakya’yı bile kaybedebilir. Zaten ekonomisi çok kırılgan ve aşırı borçlu bir ülke olan Yunanistan’ın ayakta kalması mümkün olamaz. Böyle bir çatışmadan Yunanistan hiçbir toprak veya ada kaybetmeden çıksa bile borçlarını ödeyemez duruma düşerek iflas eder. Bu borçlar Rothschield’lerin alacağı olduğu için, Yunanistan’ı halkı ile birlikte satarak tahsil etmeye kalkabilirler.

  • Türk ordusunun bugünkü gücü hakkında neler söylersiniz? Özellikle donanmamızın gücü nedir?

Türk ordusu, dünyada iyi savaşan, en iyi ordudur. Yani savaşan ordudur. Savaşların en zoru olan gerilla savaşlarına karşı yetişmiş bir ordudur. Yeteri kadar silahlandırıldığı taktirde Türk ordusunun karşısında hiçbir dünya ordusu dayanamaz. Türk ordusunun meziyetlerini Suriye ve Irak’ta görüyoruz. ABD-İsrail lobisinin her türlü silah-teknik ve elektronik desteğine rağmen başarılı olamıyorlar. Türkiye kendi yerli-milli imkânları ile silahlanma politikası takip ettiği için lojistik sevk ve idare bakımından avantajlıdır. Dayanma gücü fazladır. Yunanistan yanlış yaparsa hiçbir şansı kalmaz. Yunanistan’ın Türkiye karşısında şansı yok. Çatışırlarsa, çatışmayı göze alırlarsa sonları çok feci olur. Türk Ordusu’nun nasıl şimşek gibi çaktığını görürler, öğrenirler.

Hazırlıklı olmalıyız

  • Almanların Ege adalarını, ABD’nin Yunan anakarasını silahlandırması açık bir şekilde savaş hazırlığı olarak yorumlanabilir mi? Türkiye hazırlıklı olmalı mı?

Yunanistan, çıkartacağı savaşta, yenilmeyeceğini anladığı an karasularını 12 mile çıkartmadan önce Türkiye’ye saldırabilir. Adaları silahlandırmaları ve bunu aleni yapmaları, bir çatışmayı göze alabilecek noktaya doğru ilerlediklerini göstermektedir. Yunanistan milli güvenliğinin ötesinde silahlanma yarışı içindedir. ABD’nin eskiden NATO kapsamında silah yardımında uyguladığı 7/10 dengesi Yunanistan’ı Türkiye karşısında yenilmeyecek bir güç kapasitesinde tutmayı hedefliyordu. Bu hedef bugün tamamen ters yüz edildi. Türkiye’ye F-35 vermeyerek, F-16’ların modernizasyonunu yapmayarak, S-400’leri çalıştırıp kullanamazsın diyerek yapılmaktadır. Batı, Yunanistan’ı her an çılgınca bir davranışta bulunmaya itebilir. Hazırlıklı olmak gereklidir.

Etiketler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close