Önceki gün vefat eden İsmailağa Cemaati lideri Mahmud Ustaosmaoğlu’nun cenazesinin yankıları sürerken, Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, İsmailağa Cemaati ve Ustaosmaoğlu Hocaefendi’ye ilişkin bir makale kaleme aldı. Kaplan, “Üç Mahmud Efendi: Temelleri-Koyucu, Kurucu, ‘Koruyucu’” başlıklı makalesinin ilgili bölümünde İstanbul’un Fatih ilçesinde Ekümeniklik peşindeki Fener Rum Patrikhanesi karşısında İsmailağa Camii’nin oynadığı role vurgu yaptı.
Kaplan, şu ifadelere yer verdi:
Seküler generaller itiraf etti
Hikmet yolculuğunun görünmeyen bir boyutu da, ülkenin bağımsızlığının korunmasında İsmailağa’nın, özellikle Ali Haydar Efendi ile Mahmud Efendi’nin nasıl tarihî bir rol oynadıklarının bizzat ülkenin vatansever seküler generalleri tarafından da itiraf edilmesi oldu.
İsmailağa, dolayısıyla Mahmud Efendi hem 28 Şubatçılara karşı İslâmî kimliğin korunmasında hem de Patrikhane üzerinden Türkiye’yi kuşatma girişimlerime karşı Türkiye’nin bağımsızlığının korunmasında kilit rol oynadı. Böylelikle, İslâm’ın, Türkiye’nin bağımsızlığının yegâne şartı ve teminatı olduğu bir kez daha ispatlanmış oldu.
Patrikhane’ye karşı bağımsızlığımızın teminatı
Patrikhane’ye karşı Türkiye’nin bağımsızlığını teminat altına alacak, derin, köklü, basiret ve feraset dolu siyaset üstü hikmet dolu bir siyaset inşa edilerek ülkenin bağımsızlığının tehlikeye girmesinin önüne büyük ve yıkılmaz bir duvar örüldü.
Mahmud Efendi Hz., herhangi bir tarikat lideri değildi. Hem toplumumuzun İslâmî kimliğinin inşasında ve idamesinde hem de ülkemizin bağımsızlığının korunmasında yaşarken yeterince farkedilemeyen tarihî bir rol oynayan önemli bir şahsiyetti.
Varoluşun sembolü
Özetle… Akaid-i Kur’âniyye ile direnişin, Sünnet-i Nebeviyye ile dirilişin, çarşaf ve sarıktan oluşan İslâmî anlam haritasıyla Patrikhane’yi çepeçevre kuşatan Siyaset-i Hikemiyye ile varoluşun sembolü oldu.
Allah (cc) ondan razı olsun. Makamı âlî olsun.