MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Ankara ve İzmir Barosu’nun Diyanet İşleri Başkanını hedef alması, yüce Allahın kelamıyla birlikte dinimize vahim bir saldırıdır” ifadesini kullandı.
Bahçeli yaptığı yazılı açıklamada ülke gündemi ve dış siyasete ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Açıklamasında KOVİD-19 salgınıyla alakalı “Cumhuriyet Halk Partisi’yle birlikte siyasi ve ideolojik akraba grupları böylesi bir çarpıklığın pençesindedir. Türkiye’nin çarpıcı ve çapı geniş imrenilecek mücadelesini ahlaken tahlil etmeden arsızca tenkide heveslenenler yanlışa gömülmekle kalmamışlar, Türk milletinin telinine mahkûm olmuşlardır” diyen MHP lideri, “KOVİD-19 salgınının ateşi düşürülmesi ve hayatın normalleşmesi için sokağa çıkma sınırlandırmasından, diğer zecri önlemlere kadar yapılan ve yapılması planlanan her siyasi girişim değerli ve dengelidir. Ne var ki, Türkiye’nin salgınla başa çıkmak amacıyla sistematik ve stratejik imkanlarının kademe kademe devreye alınmasına dudak bükenlerin, dahası karalamak niyetinde olanların kavga ve kaos çağrıları zillet ve ziyana açık davetiyedir” dedi.
Barolara sert tepki!
Bahçeli Ankara Barosu’nun Diyanet İşleri Başkanlığını hedef alan basın açıklamasına da sert tepki gösterdi. Bahçeli açıklamasında “Ankara Barosu’nun Diyanet İşleri Başkanı’nı hedef alarak, ‘Sesi çağlar öncesinden gelen şahıs’ olarak itham etmesi, nefret dilinden bahsetmesi, İzmir Barosu’nun aynı tıynetin yörüngesine girmesi Yüce Allah’ın kelamıyla birlikte Efendimize ve dinimize vahim bir saldırıdır” ifadelerini kullandı.
“Asıl nefret dili, asıl ilkel ve çağın gerisinde kalmış üslup aynısıyla sözü edilen baroların ruhuna yuvalanmıştır” diyen Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi Diyanet İşleri Başkanı’nın malum ve gündeme gelen, aynı zamanda manevi bir gerçek olan sözlerine aynen iştirak etmektedir. Nitekim biz çağlar öncesinden gelen nurlu sesin yaşaması ve yaşatılması konusunda yeminli millet ve maneviyat sevdalılarıyız” değerlendirmesinde bulundu.
Allah indinde din İslam’dır!
Bahçeli şu ifadeleri kullandı:
“Bu mihrakların, günah ve küfürle aralarındaki mesafeyi kaldırdıkları artık gün gibi meydandadır. Kimin hangi hayatı benimsediği, nasıl bir saplantı ve hastalıklı tercihe saplandığı bizi meselemiz ve merakımız değildir. CHP’nin bu kapsamda kimlerle yol yürüyüp gök kuşağı oluşturduğu öncelikle kendi bilecekleri bir iştir. Ancak hiçbir hadsiz Türk milletinin manevi değerlerini, milli emanetlerini sorgulayamaz, tartışmaların içine çekemez. Sorgulama ve çekmeye çalışanlar ise tarih, millet ve iman nezdinde bedelini mutlaka ödeyeceklerdir. Allah indinde son din İslam’dır. Bu sarih hakikati bilmek istemeyen, bilip de itiraf edemeyenler Müslüman Türk milletinin karşı kutbu, karşı cephesi, inanç ve iman muhalifleridir. Bunlara da ne söylendiği, nasıl bir tanım getirildiği maşeri vicdanda mahfuzdur. Milliyetçi Hareket Partisi, kaynağını Türk-İslam Ülküsünde bulan Türk milliyetçiliğine gönül ve ömür vermiş dava ve adamlık zirvesi iman erlerinin övüncüdür.”