Nadir toprak elementi nedir? Eskişehir’de keşfedilen 570 bin tonluk nadir toprak elementi Türkiye’yi ihya eder mi?

Türkiye nükleer enerjide ve uzay alanında sınıf atlayacak: 570 bin ton ‘nadir’ cevher işlenecek! Madencilikte çıtayı yükselten Türkiye, gözünü teknolojik ürünlerin temel bileşenleri arasında yer alan “nadir toprak elementleri”ne çevirdi. Gelecek yıl Eskişehir Beylikova’da üretime başlayacak tesiste florit, barit, NTE, uranyum ve toryum dahil 570 bin ton cevher işlenecek. Elektrikli otomobil, bataryalar, uydu haberleşme, tıp ve rüzgar türbinleri gibi alanlarda kullanılan nadir elementler ayrıştırılmadığında elde edilen gelir düşük oluyor. Ancak saflaştırıldığında tonunun değeri 200 bin doların üzerine çıkabiliyor.

Bor üretiminde tarihi zirveyi yakalayan Türkiye, nadir toprak elementlerinde devrim gibi bir adım atmaya hazırlanıyor. İleri teknoloji ürünlerde vazgeçilmez olan nadir toprak elementlerini işleyecek ilk tesis, üretim için gün sayıyor. Yeni Şafak’tan Nur Banu Aras’ın haberine göre; seneye Eskişehir’de üretime başlayacak tesiste pek çok alanda kullanılan nadir toprak elementleri işlenecek. Elektrikli otomobil başta olmak üzere bataryalar, nadir elementler, enerji depolama sistemlerinden, uydu haberleşmesine kadar pek çok önemli alanlarda kullanılacak. Bu tesiste yıllık 570 bin ton cevher işlenecek.

KATMA DEĞERLİ UÇ ÜRÜN İHRACI YAPILACAK

Türkiye, Ar-Ge faaliyetleri ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak katma değerli ara-uç ürün üreterek ihracat gerçekleştiren ve dışa bağımlılığı azaltan bir ülke olma hedefi doğrultusunda çalışmalara devam ediyor. Türkiye’de bulunan madenler katma değerli uç ürün olarak ihraç edilecek. Bu kapsamda ileri teknoloji ürünlerinin üretilmesindeki temel bileşen olan nadir toprak elementlerinin üretimi yapılacak.

İŞLEME TESİSİ ESKİŞEHİR’DE

Rezerv miktarı açısından Çin’deki 800 milyon tonluk rezerve sahip cevher sahasından sonra dünyanın en büyük ikinci rezerv sahası olan Eskişehir Beylikova sahasında üretim tesisi kurulacak. Önümüzdeki yıl faaliyete başlayacak olan tesiste, nadir toprak elementleri işlenecek. İlk etapta bin 200 ton cevherin işleneceği tesisle beraber yıllık 570 bin ton cevher işleyerek, 10 bin ton nadir toprak oksitleri, 72 bin ton barit, 70 bin ton florit ve 250 ton toryum üretilecek.

SAFLAŞTIRILDIĞINDA TONUNUN DEĞERİ 200 BİN DOLARA ÇIKIYOR

Ayrıştırılmadan kullanıldığında elde edilen gelirin düşük olduğu nadir toprak elementleri yüzde 99’un üzerinde saflaştırıldığında tonunun değeri 200 bin dolara kadar çıkıyor. Türkiye’de florit, barit, NTE, uranyum ve toryum içeren 13 farklı nadir toprak elementi bulunuyor.

YÜKSEK TEKNOLOJİ ÜRETİMİ İÇİN ÖNEMLİ

Yumuşak ve kolay şekillendirilebilen yapıya sahip nadir toprak elementleri; uzay teknolojisi, havacılık, yüksek enerji fiziği alanlarında, nükleer santrallerde, ayrıca kimyasal işlemlere dayalı endüstriyel ürün elde edilmesinde kullanılacak. Fiber optik, tıpta görüntüleme, lazer, sensör, uydu haberleşme, akıllı füzeler, yönlendirme sistemleri, X-ray görüntüleme, optik camlar, süper alaşımlar, yakıt hücreleri, bataryalar, katalizörler, petrol ve doğal gaz sondaj kuyuları, enerji depolama sistemleri, rüzgâr türbinlerinin motor ve jeneratörleri, elektrikli otomobil gibi pek çok alanda nadir toprak elementleri kullanılacak.

Türkiye’nin maden vizyonu

Yeni Şafak yazarları da bugünkü köşelerinde Eskişehir ziyaretlerini yazdı.

Levent Yılmaz, “Nadir toprak elementleri, Eti Maden ve Türkiye’nin maden vizyonubaşlığı altında şunları yazdı:

Bir gün önce Eti Maden’in Beylikova Tesisi’ndeydik. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Fatih Dönmez’in daveti ile gittiğimiz tesislerde yoğun gündemde gözlerden kaçmaması gereken konulara ilişkin kapsamlı bilgiler elde ettik. Hem Bakan Dönmez’in açıklamaları hem de Eti Maden Genel Müdürü Serkan Keleşer’in verdiği bilgiler konunun ne kadar stratejik öneme sahip olduğunu anlamaya yetiyor.

NEDİR BU NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ?

Nadir toprak elementleri periyodik cetveldeki 17 elemente verilen isim. Bu elementlerin elde edilip ekonomiye kazandırılması süreci oldukça zor. Bu bakımdan son derece kıymetli elementler. Bu elementler ileri teknoloji ürün üretiminde olmazsa olmaz nitelikte.

Fiber optik, tıbbi görüntüleme, lazer sensörler, uydu teknolojisi, akıllı füzeler, süper alaşımlar, bataryalar, enerji depolama sistemleri ve elektrikli otomobiller başta olmak üzere yüksek teknoloji ürünlerde bu elementler kullanılıyor. Konuyu daha iyi anlatmak için bir örnek vereyim. Şu an son nesil savaş uçağı olarak ifade edilen F35’lerin her birinde 400 kilograma yakın nadir toprak elementinden elde edilen yüksek teknolojili ürünler kullanılıyor.

BEYLİKOVA İKİNCİ BÜYÜK REZERV

Dünyadaki nadir toprak elementlerinin %95’ini Çin üretiyor. Hem dünyadaki en büyük rezerv hem de bu elementlerin işlenip ticarileşmesi neticesinde oluşan pazarda Çin liderlik koltuğunda. Türkiye’nin Beylikova’da tespit ettiği rezerv ise dünyanın en büyük ikinci rezervi olma niteliğini taşıyor. Çin’deki rezerv 800 milyon ton iken Beylikova’da 694 milyon tonluk bir rezerv teyit edilmiş durumda. Dahası da var. Beylikova Türkiye’deki tek saha değil. Malatya, Samsun ve Burdur’da da sahalar var ve çalışmalar devam ediyor.

Eti Maden’e ait Beylikova Tesisleri’nde ilk etapta pilot tesiste yıllık 1200 ton cevher işlenecek. Daha sonra büyük bir endüstriyel tesis yatırımı ile yıllık 570 bin ton cevher işlenerek, 10 bin ton nadir toprak oksitleri, 72 bin ton barit, 70 bin ton florit ve 250 ton toryum üretilmesi planlanıyor. Şimdiden pek çok gelişmiş ülkenin işbirliği için Türkiye’nin kapısında olduğunu da belirtelim.

URANYUM YERİNE TORYUM

Ziyaretimiz sırasında edindiğim bana göre en kritik bilgilerden birisi de toryumla ilgili. Günümüz nükleer santrallerinde ağırlıklı olarak uranyum kullanılıyor. Ancak son dönemde özellikle Çin ve Hindistan’da daha güvenli nükleer santraller inşa etmek için toryum ile ilgili AR-GE çalışmaları devam ediyor. Fikrini aldığım konunun uzmanları bu çalışmaların yüksek oranda başarılı olacağını düşündüklerini ifade ediyor. Görünen o ki Eti Maden’in Beylikova Tesisleri’nde üretilecek olan toryum yakın gelecekte sadece Türkiye için değil dünya için de çok daha stratejik bir ürüne dönüşmüş olacak.

TÜRKİYE’NİN MADEN VİZYONU

Türkiye gelişmekte olan bir ekonomi ve gün geçtikçe yüksek teknoloji ürün gamını artırıyor. Ancak yüksek teknolojili ürünler aynı zamanda stratejik öneme sahip hammaddeler gerektiriyor. Hali hazırda ihtiyaç duyulan bu hammaddeler büyük oranda ithal ediliyor. Bu konuda başı çeken tedarikçi ülke ise Çin.

Çin’in bir süreden bu yana tarife ve kotalar üzerinden söz konusu nadir toprak elementlerinin fiyatlarını artıran bir politika izlediğini görüyoruz. Bu durum hem fiyatları artırıyor hem de bu ürünlere erişimi zorlaştırıyor. İşte Türkiye’nin maden vizyonu tam burada devreye giriyor. Zira Türkiye son bulduğu rezerv ile bu alandaki dışa bağımlılığını önemli ölçüde azaltacak. Ayrıca savunma sanayi başta olmak üzere pek çok sektörde ve nükleer santrallerde ihtiyaç duyulan pek çok kritik üründe yerlilik oranı artırılmış olacak. Örneğin hali hazırda Eti Maden’in ürettiği “lityum karbonat” şu an yerli pil üretiminde aktif olarak kullanılıyor ve ASELSAN’ın yüksek teknoloji ürünlerinde yerini almaya başladı. Benzeri şekilde önümüzdeki dönemde yerli otomobil TOGG’un pillerinde ihtiyaç duyulacak lityumun önemli bir kısmını karşılayacak şekilde iki farklı tesiste toplam 700 ton üretim kapasiteli tesisler de yakın gelecekte hizmete alınacak.

Özetle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın ve Bakan Fatih Dönmez’in hem Türkiye topraklarının altında olan her türlü kıymetli madeni çıkarma hedefi ve hem de Eti Maden’in elde edilen cevherleri işlemede eriştiği teknik bilgi ve kapasite bu alanda geleceğe dair umutlarımızı artırıyor. Zira esas kıymetli olan madenin ham hali değil. Nihai ürüne dönüşmüş yani işlenmiş hali çok daha kıymetli ve stratejik. Örneğin borda cevherin tonu 120 dolara satılırken nihai ürünlerden olan roket nozulunun tonundan 4 milyon dolar gelir elde etmek mümkün.

Daha büyük hedeflere doğru

Mehmet Acet ise ​“Madencilikte daha büyük hedeflere doğrubaşlığıyla şunları kaleme aldı:

Dün sabah kaptan pilotumuz Atilla İşeri’yle birlikte Ankara’dan Eskişehir’e doğru yola çıktık.

Sivrihisar ilçesine gelmeden hemen önce navigasyonun yönlendirmesiyle köy yollarına saptık.

Hedefimizde, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Kabine toplantısı sonrası müjdesini verdiği Nadir Toprak Elementlerin çıkarılacağı maden bölgesi var.

Dünyanın keşfedilen en geniş rezervli ‘Nadir Toprak Elementlerinin bulunduğu menzilimize ulaştığımızda, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’le bir araya geldik.

Türkiye madencilik alanında sessiz bir devrimin içinden koşar adım ilerliyor.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın son açıklamalarından birine yansıdığı gibi, “Küresel maden üretiminin düştüğü salgın döneminde yıllık 6 milyar dolarlık maden ihracatı ile krizden pozitif şekilde ayrışan ülkeler arasında yer aldık.”

Ama arkadan öyle haberler geliyor ki, Türkiye’nin istikrar içerisinde yoluna devam etmesi halinde, 5,10 sene sonra bu rakamların çok çok ötesine geçilmesi mümkün hale gelebilecek.

Nadir toprak elementleri denilen şeyin ne olduğuna, nasıl bir stratejik değere sahip olduğuna dair Bakan Dönmez’in sözleri üzerinden bir özet geçelim.

-Eskişehir Beylikova’da 694 milyon tonluk bir rezervimiz var.

-Nadir Toprak Elementleri son derece değerli elementler. Havacılık, savunma ve uzay sanayiinin yanı sıra, top sanayii ve başka birçok alanda kullanılan ürünler.

-Cevheri işlemeden sattığınızda, 1 birim kazanıyorsanız, bunu ara ürün haline getirdiğinizde 10 kat, uç ürün haline getirdiğinizde 100 kat daha değerli hale getirebiliyorsunuz.

Bakan dönmez, konuşmasının satır aralarında toryum için özel bir başlık açıp şunları ekliyor:

“Burada özellikle toryumun altını çizmek istiyorum. Yeni nükleer teknolojilerde yeni yakıt olarak önümüze büyük fırsatlar sunacak bir madenden söz ediyoruz. Burada bir yıl içinde pilot tesisin kurulumu tamamlanacak, üretime geçeceğiz. “

Eskişehir Beylikoava sınırları içinde kalan tesise ulaştığımızda, Bakan Dönmez ve heyetiyle birlikte bir ‘brifing odasına’ alındık.

Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürü Serkan Keleşer, çantalardan çıkardığı ürünleri bize göstererek Bakan Dönmez’in tabiriyle ‘Burhan Pazarlama’ yöntemiyle madencilik alanında yapılan işleri coşkulu bir dille anlattı.

“Bizim çeyiz sandıklarımız” dediği çantalardan çıkardığı ürünlerin hangi aşamalardan geçerek nasıl üretildiğine, bu ürünlerin hangi safhalardan geçtikten sonra ne kadar değer kazandığına kadar pek çok şey anlattı.

Yukarıda Bakan Dönmez’in sözlerine de yansıdığı gibi ve adı üstünde olduğu gibi Nadir Bulunan Elementler, madencilik sektörünün en stratejik ürünleri arasında yer alıyor.

Ben de o sırada sunum yapılırken öğrendim. Bu madenlerin yüzde 80’den fazlası Çin’de üretiliyormuş. Çin’in elindeki bu imkanı ‘silah’ olarak kullandığına dair örnekle de anlatıldı.

Bir keresinde Çin makamları bu türden ürünlerin ABD’ye ihracatının durdurulabileceğini söyleyince, Trump, başkan olduğu dönemde Çin’i resmen tehdit etmiş. Japonya için de benzer bir yöntemi denemiş Çinliler.

Sonuç:Japonlar, bu madene erişimleri tehlikeye girince, hemen ‘pes’ demişler.

Neodyum diye bu sınıfa giren bir element var.

Mıknatısla ilgili yapılan çalışmaların tümünde bu element kullanılıyor. Cümleyi şöyle çevirince daha çarpıcı hale gelecek:

Neodyum olmadığı taktirde mıknatısla ilgili çalışmaların hiçbiri yapılamayacak hale geliyor. F-35 savaş uçaklarında bile bu element türleri kullanılıyor dersek, bu ürünlerin ne kadar stratejik bir değer sahip olduğu daha iyi anlaşılabilir.

Erdoğan’ın müjdesini verdiği, Enerji Bakanı Dönmez’in bize yerinde gösterdiği Nadir Bulunan Elementler sahası, Çin’deki en büyük sahaya yakın bir büyüklükte. Çin’deki sahadan 800 milyon ton kapasite varmış, bizim burada ise, 694 milyon ton.

Ama asıl iş, yine Bakan Dönmez’in işaret ettiği gibi cevherden nihai ürüne kadar giden zincirde teknoloji ve üretim kapasitesine sahip olmak.

Eti Maden Genel Müdürü Keleşer heyecanlı ve iddialı.

Bor madeninde benzer bir süreç içinden geçilerek kaydedilen mesafeleri Nadir Bulunan Elementler için örnek olarak gösteriyor.

Cevherden nihai ürüne kadar giden zincire hakim olma kapasitesine ulaşıldığını anlatırken, “Borda bu değer zincirini tamamladık” şeklinde konuşuyor.

Zaten, bor madeninde Türkiye yıllık bir milyar doların üzerinde bir ihracat yapmaya başlamış durumda.

Bakan Dönmez şöyle diyor:

“Madencilik, alın teri akıtılarak yapılan bir iş. Bu iş, akıl terini akıtınca, katma değerli ürünlere dönüşüyor” Katma değeri yüksek, yüksek teknolojili ürünler.

Etiketler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close