Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini öngören anayasa değişikliğinin kabul edildiği 2017 yılından beri, muhalefet yeniden parlamenter sistemi geri getirme iddiasını dilinden düşürmüyor. Son olarak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’da gazetecilere yaptığı açıklamada “Güçlendirilmiş parlamenter sistem için çalışıyoruz. İttifakın bütün bileşenleri olarak çalışıyoruz” dedi.
2017 yılında gerçekleşen Anayasa referandumu ile kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesinin hemen akabinde muhalefet partileri, yeniden parlamenter sisteme dönüş açıklamalarında bulundu. Daha sonra Gelecek Partisi’ni kuran Ahmet Davutoğlu’nun seslendirdiği “Güçlendirilmiş parlamenter sistem” içeriği bilinmese de şimdilerde Millet İttifakı bileşenlerince sahipleniliyor.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem nedir?
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin kabul edilmesinin üzerinden geçen geçen dört yıllık süreçte nasıl bir parlamenter sistem önerdiklerine ilişkin muhalefet partileri tarafından tek satır yazılı metin ortaya konmuş değil. Muhalefetin bir kısmı zaten, HDP’nin de içinde yer aldığı bir anayasa değişikliği taslağına karşı çıkıyor. 2017 yılındaki Anayasa değişikliği ile TBMM’deki milletvekili sayısı 600’e çıkarıldı. Anayasa değişikliği için Meclis’te 401 milletvekilinin evet oyuna ihtiyaç var. Anayasa değişikliğini referanduma sunmak için ise en az 361 milletvekilinin onayı gerekiyor. Muhalefet düşündüğü Anayasa değişikliği için yapılacak seçimlerde Meclis Başkanı’nı da göz önünde bulundurduğumuzda en az 362 milletvekili çıkartması gerekir. Sıfır fire ile değişiklik Meclis’te kabul edilirse, referandum süreci başlayacak.
Millet İttifakı’nı oluşturan partiler tarafından seslendirilen yeni sisteme ilişkin, sembolik bir Cumhurbaşkanlığı makamı ve etkin bir parlamento sistemi değerlendiriliyor. Başbakanlık makamı yeniden ihdas edilerek “tarafsız, partiler üstü bir Cumhurbaşkanı” üzerinde yoğunlaşılıyor. Güçlü ve bağımsız yargı ile erkler ayrılığı düşüncesi ile hükümeti denetleyecek bir Meclis üzerinde çalışılıyor. Yine hükümeti oluşturan bakanlar için de atanmış değil, Meclis içinden seçilmeleri üzerinde konuşuluyor. Bakanlar dile getirilen sistemde Meclis’e karşı sorumlu olacak.
Ancak kafalarda soru işaretlerine sebep olan şey; güçlendirilmiş parlamenter sistem olarak sunulan sistem, 2017 yılına kadar yürürlükte olan parlamenter sistemin aynısı olması.
Nitekim, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikalar Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, 31 Aralık 2020 tarihli bir yazısında muhalefet tarafından dile getirilen güçlendirilmiş parlamenter sistemin, parlamenter sistemden bir farkı olmadığını dile getirerek şu ifadeleri kullanmıştı: “Literatürde bir hükümet modeli olarak güçlendirilmiş parlamenter sistem (GPS) diye bir kavram olmadığı halde çeşitli çevreler ısrarla bunu kullanmaya devam ediyor. Oysa bu hükümet modelinin adı parlamenter sistemdir (PS).
Elbette yeni kavramlar geliştirmeye kimse itiraz edemez. Ama öteden beri var olan bir hükümet modelini, güçlendirme vurgusuyla ifade etmenin sorunlu bir yaklaşım olduğuna da işaret etmek gerekiyor. Çünkü “parlamenter sistem madem çok iyiyse neden güçlendirilmişine ihtiyaç duyuluyor” sorusu doğal olarak ortaya çıkar. Yine güçlendirilmiş demek normalinin zayıf veya sorunlu olduğunu kabul etmek anlamına gelir. GPS´yi savunanlar arasında da konuya bu şekilde yaklaşanlar var. Yani mealen söylenirse “PS yetersiz o yüzden GPS´yi savunuyoruz” diyenler de bulunuyor.
Çabuk dağılan koalisyonlar
Hükümet cenahının Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ndeki ısrarının başlıca sebebi, sistemin koalisyon hükümetlerine kapıyı kapatmış olması. 1923’ten 1950 yılına kadar Cumhuriyet Halk Partisi’nin tek parti iktidarının geçerli olduğu Türkiye’de 1950-1960 arasında Demokrat Parti iktidarı yaşandı. 27 Mayıs 1960 darbesi sonrası yaşanan siyasi kaos ortamında çok sayıda koalisyon hükümeti kuruldu, askeri darbeler yaşandı. Nitekim Türk siyasi tarihi “koalisyonlar mezarlığı” olarak adlandırılıyor.
Yeni Akit gazetesinin derlediği Türk siyasi tarihinde çabuk dağılan koalisyonların listesi şu şekilde:
- 1969 yılında Süleyman Demirel önderliğinde kurulan Adalet Partisi iktidarı 1971’de verilen muhtırayla son buldu.
- 11 Aralık 1971-22 Mayıs 1972 arasındaki koalisyon hükümeti siyasal görüş ayrılığı nedeniyle dağıldı.
- 22 Mayıs 1972-15 Nisan 1973 tarihleri arasında görev yapan koalisyon hükümeti ortaklar arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle son buldu.
- 15 Nisan 1973 ile 26 Ocak 1974 arasındaki CHP-MSP geçici koalisyonu, anlaşmazlıklar nedeniyle kısa süre içinde dağıldı.
- 17 Kasım 1974’te kurulan ve 15 Mart 1975’e kadar süren koalisyon hükümeti siyasi partiler arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle son buldu.
- 31 Mart 1975-5 Ocak 1978 tarihleri arasında süren Adalet Partisi, MHP, MSP koalisyonu siyasal krizler nedeniyle uzun soluklu olamadı.
- 12 Kasım 1979’da Demirel önderliğinde kurulan azınlık hükümeti 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle görevden el çektirildi.
- 21 Kasım 1991’de kurulan DYPSHP koalisyonu anlaşmazlıklar nedeniyle 16 Mayıs 1993’te son buldu.
- 30 Ekim 1995’te kurulan DYP-CHP koalisyon hükümeti 6 Mart 1996’da taraflar arasındaki kriz sebebiyle son buldu.
- 6 Mart 1996’da kurulan ANAP-DSP koalisyonu ortaklar arasında patlak veren kriz nedeniyle 1 ay dayanabildi.
- 28 Nisan 1996’da kurulan Refah Partisi-DYP koalisyonu 28 Şubat 1997’de asker tarafından verilen muhtırayla devrildi.
- 30 Haziran 1997’den 1999 seçimlerine kadar ANAP-DSP koalisyonu görev yaptı.
- 28 Mayıs 1999’da Ecevit’in başbakanlığında göreve başlayan DSP-MHP-ANAP hükümeti ise, 2001’de yaşanan ekonomik krizin ardından 3 Kasım 2002 tarihinde erken seçime gitti. AK Parti bu seçimlerde yüzde 34’lük oy oranıyla iktidara geldi.