CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun hem FETÖ’den hapse atılan askeri öğrenci ve aileleriyle kucaklaşması hem de dün Ergenekon ve Balyoz davalarından tutuklanan emekli Tümamiral Kutluk’u ziyaret etmesi eleştiri konusu oldu. Akit gazetesi Sorumlu Yazıişleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu, FETÖ ve Ergenekon konusunda aynı anda ikisini birden savunan bir dil geliştiren Kılıçdaroğlu’nu eleştirdi.
Karahasanoğlu, “Bir hafta önce FETÖ sanığı, bir hafta sonra FETÖ mağduru ile!” başlığıyla yayımladığı yazısında şunları yazdı:
Daha bir hafta önce CHP Genel Başkanının ziyaretçileri vardı..
FETÖ’nün askeri darbesine katıldığı gerekçesi ile yargılanan askeri öğrencilerden Furkan Çetinkaya’yı ve annesini kabul etti..
Onlara desteğini sürdüreceğini belirtti.
Hatırlatalım, anne Melek Çetinkaya’ya, 15 Temmuz darbesinden yıllar sonra akit tv’de sorulmuştu: “Fetullah Gülen terörist midir?”
Türk mahkemelerinin onlarca yakalama kararı çıkardığı Fetullah Gülen için, cevap şöyle olmuştu: “Ben Fetullah Gülen’e teröristtir diyemiyorum, ama bana bu cemaatin içindeki insanlardan komşularım oldu. Ben tertemiz insanlar olduklarını düşünüyorum. Bu insanlarla 3-4 sene komşuluk yaptım.”
Ben olaya şöyle bakıyorum..
Olabilir, her insan, Fetullah Gülen’in kendisini tanıttığı dindar kisvesinin dışında, bir de CIA kuklalığı görevi olduğunu bilemeyebilir, buna inanamıyor olabilir..
Melek Çetinkaya da, böyle bir anne olabilir..
Ama..
Kendi çocuğunun askeri okula giriş serüveninde en gizli ayrıntıları büyük ihtimalle biliyor olmasından yola çıkarak..
“2016 darbe girişiminden önce, Fetullah Gülen ve yanındakiler, sürekli ‘Askeri okullara annesi başörtülü, babası sakallı, ablası-yengesi tesettürlü hiç kimse alınmıyor’ propagandası yapıyorlardı.. Ne ilginçtir ki, askeriyenin başındaki kemalist generaller de çıkıp, ‘Yalancısınız. CIA kuklasısınız. Bakın, askeri okuldaki öğrencilerin % 80’inin annesinin başı örtülü’ demediler.. Demek ki onlar da, şantajla veya başka sebeple, FETÖ’ye çanak tutuyorlardı.. Ben Furkan’ın başörtülü annesi idim. Furkan’ı askeri okula aldılar.. Ben kendimi istisna gibi görüyordum. Ama darbeden sonra gördük ki, ben istisna değilmişim.. FETÖ, din istismarı yapmak için, başörtülü anneleri kullanmış.. Başörtülü anneleri kullanıp, CIA kuklacılığı yapmış” gerçeğini haykırması gerekir iken..
“Fetullah Gülen’e teröristtir diyemem” cevabını veriyor..
Bu anneyi ve darbe sırasında askeri öğrenci olan ve sokaktaki darbeci askerlere destek iddiası ile yargılanan Furkan Çetinkaya’yı, “Artık Trükiye’de darbe olmaz. Darbe olursa, tankın üzerine ilk ben çıkarım” diyen Kemal Kılıçdaroğlu, darbe olduğunda tankın üzerine çıkmaması bir yana, bir de tankı halkın üzerine sürenlere destek için yola çıkan askeri öğrencileri de yargılamaktan kurtarmak için geceli gündüzlü çalıştı..
Olayın buraya kadarki bölümü bir yana..
İnsanı delirten esas gelişme, dün aynı Kılıçdaroğlu’nun, FETÖ mağduru diye tanıttığı Emekli Tümamiral Deniz Kutluk’u ziyareti ile yaşandı..
Bir yandan FETÖ üyesi olmakla suçlananları, “Fetullah Gülen teröristtir diyemem” açıklaması yapanları/çocuklarını cezadan kurtarmak için didinen Kemal Kılıçdaroğlu..
Bir yandan ise..
Terörist olmadığı iddia edilen Fetullah Gülen’in mağdur ettiği belirtilen emekli amirali ziyaret edip, destek açıklaması yapmak..
Gelin de fıttırmayın..
Gelin de delirmeyin..
Fıttırmayın da, delirmeyin de..
Çünkü Kılıçdaroğlu’nun tüy diken tavırları daha bitmiş değil..
Emekli amirali ziyareti sırasında bakın daha ne açıklamalar yapıyor:
“Her ne kadar bir terör örgütüyle iş birliği yapılıp kumpas kurulduysa da, ki Balyoz kumpası bunların içinden en acımasızıdır, bugün üç veya beş kişiyi cezalandırarak bu defteri kapatamazsınız!”
Aman Ya Rabbi, sen bizim aklımızı koru..
Bu nasıl bir mantık, bu nasıl bir akıl, bu nasıl bir söylem?
Bir hafta önce, FETÖ’cü olmakla suçlanan kişilerin henüz haklarında kesinleşmiş bir beraat kararı olmadığı ve yargılamaları sürdüğü halde, cezasız kalmalarını isteyen destek açıklaması yapıyorsunuz.
Bir hafta sonra da..
“Üç veya beş kişiyi cezalandırarak bu defteri kapatamazsınız” deyip, daha fazla kişinin cezalandırılması gerekir iken, olayın kapatılmak istendiğini iddia ediyorsunuz.
Bir defter kapatmak isteyen var ise..
“Askeri öğrencileri beraat ettirin” diyen değil de kim olabilir?
Bir defter kapatmak isteyen var ise, erlerin ne suçu var” diyen değil de kimdir?
Bir defter kapatmak isteyen var ise, “Suçlular kaçtı, burdakiler suçsuz” diyen değil de kimdir?
Kemal Kılıçdarolğu’nun bu ikircikli tavrı fecaaat..
Ama bir fecaat de, emekli amiralimizin tavrı..
Kendisini ziyaret edip, “Terör örgütüyle kurulan kumpasın hesabını soracağız” açıklaması yapan Kılıçdaroğlu’na, emekli amiral Kutluk demesi gerekmez miydi: “Sen buraya kadar gelmişsin, 10 dakikalık açıklamanda, bir defa FETÖ terör örgütü demeden, diyemeden burda maval okudun.. Senin yardımına bizim ihtiyacımız yok.. Sen gölge etme, biz senden başka ihsan istemeyiz.”
Deniz Kutluk, bu cevabı vermedi.
Ben de kendisine, hodri meydan diyorum..
Kılıçdaroğlu’nun Balyoz davası mağduru olarak takdim edilen emekli amiral Deniz Kutluk, çıksın açıklasın:
“Askeri okul öğrencileri arasında, FETÖ’cüler var mıdır, yok mudur? Askeri öğrenciler, darbeye katılmak suçlamasına muhatap olmaları, mağduriyet midir, değil midir?”
Öyle ya..
Koca koca generallerin, amirallerin kumpaslarla ayaklarının kaydırıldığı” iddiaları yapılır iken..
“Askeri öğrenciler pir-ü paktır” diyen kafa, nasıl bir kafadır?
Bunu en iyi anlatması gereken de, o emekli amiral değil midir?
Daha bir hafta önce, askeri öğrencilerin masum olduğunu iddia eden Kemal Kılıçdaroğlu’nu karşılayıp, kucaklaşan amirale, hiç kusura bakmasın..
Şunu da söylemek hakkımız:
“Siz bir yandan sandıktan çıkan meşru siyasi iktidarı devirme girişiminde bulunurken, bir yandan da askeriyeyi CIA’nın emri altındaki FETÖ’ye terk etmişsiniz.. Şimdi askeriyenin içindeki en yetkin isimler olmanıza rağmen, çıkıp FETÖ yapılanması hakkında bir açıklama yapmıyorsanız.. Siz neyin mağduriyetinden bahsediyorsunuz? Siz neyin kumpasından bahsediyorsunuz?”
Kimse kusura bakmasın..
Bu kadar ikircikli, bu kadar çelişkili tavırlarla, milletin aklı ile kimse alay etmesin..
Yani şu mu olacak?
CIA kuklası FETÖ, TSK’yı ele geçirecek. Darbe yapacak. CIA kuklası FETÖ’cüleri takip etmesi gereken kemalist generaller, amiraller, bu sızma olaylarına seyirci kalacak..
Kemalist generaller, amiraller darbe girişiminde bulunacak, başaramayacak..
FETÖ’cü generaller darbe girişiminde bulunacak, başaramayacak..
Ama sonuçta, ne FETÖ’cüler suçlu, ne kemalist subaylar suçlu olacak..
İkisinin de hedefindeki sandıktan çıkan AK Parti iktidarı mı suçlu olacak?
Dahası..
“Darbe olursa, ilk tankın üzerine ben çıkarım” diyen Kılıçdaroğlu..
Hem bu ülkede darbeye kalkışan FETÖ’cü askeri öğrencileri kurtarmak için. Hem de siyasi iktidara parmak sallayan Balyozcu amiralleri aklamak için didinip duracak..
Bizler de bunları seyir mi edeceğiz!