CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İsrail’in Mavi Marmara baskınında şehit olan Çetin Topçuoğlu’nun ailesini İstanbul Beykoz’daki evlerinde dün ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, basın mensuplarına görüşme sonrası yaptığı açıklamada iktidar olduklarında Mavi Marmara şehitlerinin haklarını nasıl arayacaklarını anlatmak için bu ziyareti yaptığını söyledi. Ancak Kılıçdaroğlu’nun geçmişte yaptığı açıklamalar, Mavi Marmara baskını sırasında İsrail ile bozulan ilişkilerden hükümeti sorumlu tuttuğunu ortaya koydu.
Kabul etmek mümkün değil!
Dünkü görüşme sonrası yaptığı açıklamada “Mavi Marmara olayını biliyorsunuz. Şehitlerimiz var. Şehitlerimizin kanı üzerinden İsrail ile pazarlık yapıldı. Bir anlaşma zemini arandı. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bu dava bitmiş bir dava değildir. Biz bu davayı kapatmış değiliz” diyen Kılıçdaroğlu, “Herkesin hakkını ve hukukunu korumak zorundayız. Siz kendi vatandaşınızın hakkını ve hukukunu korumayacak da ne yapacaksınız? O nedenle geldim. Oturduk ve konuştuk. Dertleştik. Olayı anlatan göz yaşlarını tutamadı, kardeşimiz. Hâlâ bu acı yaşanıyor. Bunu çözmek zorundayız. Bu konuda biz elimizden geleni yapacağız. Bazı istekleri oldu. O isteklerin de takipçisi olacağız” dedi.
Mavi Marmara Şehidi Çetin Topçuoğlu’nun Ailesine Ziyaret Sonrası Basın Açıklaması https://t.co/31od6M6hY4
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) June 26, 2022
“Takipçisi olacağız”
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Uluslararası sularda eğer bizim insanlarımız katlediliyor. Bunların hakkı ve hukuku aranmıyorsa, bir gece yarısı anlaşma ile sözde bir barış zemini yaratılmak isteniyorsa, bunu kabul etmiyoruz. Dolayısıyla bu konu bizim için kapanmış bir konu değildir. Takipçisi olacağız.”
“CHP iktidar olsaydı, Mavi Marmara yaşanmazdı”
Kılıçdaroğlu, geçmişte ise dünkü açıklamalarının aksini savunmuştu.
CHP lideri, Aralık 2013’teki Washington temasları kapsamında, düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nde ‘CHP’nin Türkiye Vizyonu’ başlıklı konferansta konuştu. İsrail ile ilişkilerde iktidara göre farklı yaklaştıklarına vurgu yapan Kılıçdaroğlu, Mavi Marmara kanlı baskınında ölen Türkleri hiçe sayarak olayı ‘İsrail’in iç işlerine karışmak’ cümleleri ile yorumlamayı tercih etmişti. Kılıçdaroğlu, “Biz İsrail’in iç işlerine müdahale etmek, İsrail ile ilişkileri bozmak, İsrail ile diplomatik bir çatışma süreci yaşamak istemiyoruz” demişti. Kılıçdaroğlu, “CHP iktidar olsaydı, Mavi Marmara yaşanmazdı” ifadelerini kullanmıştı.
“Mavi Marmara en büyük hatalardan biridir!”
2015 yılında NTV yayınına katılan Kılıçdaroğlu, bu konuşmasında Mavi Marmara gemisinin Gazze yolculuğunu eleştirmişti. Kılıçdaroğlu, şunları söylemişti:
“Milletvekili gönderdik, Mısır ve Suriye halkıyla dost olduğumuzu söyledik. İktidarımızda hiçbir komşumuzla kavga etmeyeceğiz. Mezhep eksenli dış politikayı şiddetle reddediyoruz. Asıl tehlike 23 Nisan’da Mısır, Ro-Ro sözleşmesini yeniden imzalamazsa asıl sorun o zaman başlayacak. Mavi Marmara en büyük hatalardan birisiydi. Gazze’de Kızılay’ın çadırı var, yardım yapacaksan gönder. Esad’ın yaptıklarını savunmadık hiçbir zaman. Akan kanın sorumlusu siyasi iktidardır. TIR’larla oraya giden yardım malzemesi değildi, yardım malzemesi gizlenir mi? Gizlenmez. İki aylık, iki haftalık ömrü kaldı dediniz. Oraya müdahale etmemeliydik. Suriye’ye silah göndermek Türkiye’ye yakışmaz. Musul’da THY kadar öngörüsü olmadı bu hükümetin, o seferi durdurdu, biz ‘IŞİD size bi şey…”
2018’de dönüş yaptı
Kılıçdaroğlu, partisinin 15 Mayıs 2018’deki grup toplantısında da “İsrail ile Mavi Marmara dolaysıyla yapılan sözleşme bizim onurumuza dokunuyor. İsrail ile yapılan 20 milyon dolarlık onur kırıcı sözleşmeyi ön gören kanunu derhal iptal edeceğiz etmeliyiz. Üç şart vardı; Gazze’de abluka kalkacak, kalkmadı, tazminat verilecek ve özür dilenecek. Ne tazminat verdiler ne özür dilediler. O zaman bu katliam sonrası yapacağımız ilk iş bu kanunu derhal iptal ettirmektir” demişti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına ilişkin, “Bunu çok gerçekçi bulmuyorum. Onun iptalinin buna bir faydası olmaz. Bu doğru bir yaklaşım olmaz, burada biraz bizi köşeye sıkıştırmak için bunu söylediğini düşünüyorum. Böyle bir durumda fırsatçılık yapılması doğru bir yaklaşım değil” ifadelerini kullanmıştı.